"Nereye gittiğini bilen kişiye yol vermek için, dünya bir yana çekilirmiş." der Star Jordan. Eğer gittiğimiz yolu bilir ve bu yolda ilerlemek için kararlı olursak, hiçbir olay ya da kişi hedefe ulaşmak için bize engel olamayacaktır.
Geçmişte yaşanan acılar, geleceğe bakışımızı olumsuz kılacaksa daha yaşanacak çok acı var demektir. Bir bebek sahibi olmanın mutluluğunu derinden yaşamak isteyen anne adaylarına bir bakalım. Çoğunun doğum sırasında çekeceği acıyı ya da bebek doğduktan sonra hayatında oluşabilecek sıkıntıları düşünmeden sadece olayın coşkusunu yaşadığını görürüz. Doğum sırasında ve sonrasında çektiği acıyı bir anda unutturan, içindeki hayatın sevgisidir. Peki, minicik bir hayatı dünyaya getirirken mutluluk duyan biz insanlar, neden kendi hayatlarımızı korumaya almadan acılara saplanıp kalıyoruz?
İçimizdeki coşkuyu hissetmek için öncelikle bunu candan istemeliyiz. Bundan sonra bir hedef belirlenmeli ve bu hedef için ilerlenen yolda tökezleyebileceğimizi göze alarak bu yoldan asla dönmemeliyiz. Hedeflere ulaşma yolunda ilerlerken en büyük engel kişinin kendisidir. Kendimize engel olmaktan kaçınmalı ve kendinize güvenmeliyiz. Acılarımızın arkasına saklanarak başarısızlıklarımıza sorumlu aramamalıyız. Ne olursa olsun içimizdeki coşkuyu öldürmemeliyiz. Unutmayalım ki; insanı acı değil, kendine acımak bitirir!
Şu an güneş batıyor olsa da, güneşin üzerimize doğmasına izin vermeden günü erkenden yakalayalım. Sabahın ışıkları yeryüzüne vurmadan, kendimizle ilgili yeni ve olumlu kararlar alıp bu kararlara ulaşmak için bir yol haritası çizmeye başlayalım. İçimizdeki coşkuyu hissederek, kendimizi severek daha enerjik ve mutlu başlayalım yeni güne. Mutluluk ve başarı kadar; coşkumuza sahip çıkmak da kendi elimizde.
GELİN İÇİMİZDEKİ ÇOŞKUYA SAHİP ÇIKALIM
Gönderen
MEHTAP KAYA
on 1 Haziran 2010 Salı
Etiketler:
kişisel gelişim
0 yorum:
Yorum Gönder